Merhaba arkadaşlar,
uzun zamandır yazı yazamıyorum. :) Zaten birkaç kere siteme girmişseniz farketmişsinizdir. :) Giremememin nedeni ve yazı yazamamın sebebi dersler, okul, koşturma, birilerinie yardım etme, zaman bulamama, okuldan geç çıkma, yazılılar vs. gibi şeyler. Gerçekten bunun gibi şeyler yüzünden bu sene hiç birşey yapadım.

Üstümde bu aralar hep yorgunluk var. Sabah evden çık okula git (Giderken az iyi şeyler var tabii ki ;) ), ders işle, eve gel yemek ye sonra biraz ders çalış gibi şeyleri yapmaktan sıkıldım. Aslında okulda birilerini gördüğüm zaman biraz kendime geldiğim oluyor. ;) Bu da pkula gitmek istediğim sebeplerden biri. Konuyu çarpıtmayalım yani dediğim gibi hep aynı şeyi yapmaktan sıkıldım. Biraz daha farklı şeyler yapmak benim her zaman hoşuma gitmiştir. Bir şeylerle uğraşmak, yeni birşey öğrenmeyi severim. (Ders çalışmak dışında. :D ) Bide dershane bunların cabası. Cumartesi-Pazar günü bile bize rahat yok. Artık dershaneden de sıkıldım. Eskiden en azından okula biraz hevesim vardı, inanın artık o da yok oldu.

Facebook'ta bazılarıyla konuşmak biraz beni iyi hissettiriyor. Arkadaşlarım gibi veya arkadaştan öte gibi. Onlarla konuşmak her zaman iyidir. :) Canım sıkkın olduğunda hep faceye girerim yada kendimi dışarı atarım. Normalde sosyal biri çok fazla değilimdir ama bilmiyorum sıkıntı olduğunda kendimi hep dışarı vururum. Birkaç arkadaşı alıp onlarla konuşurum. :) Kesinlikle insana biraz da olsa hatta biraz değil çok fazla etkisi var seni anlayan biriyle konuşmak. :)

Birde internet üzerinde şuan uğraşıtığım bir site var WEBİN FİLM. Film/Dizi indirme sitesi. Şuan uzantısı .blogspot.com ama ilerde belki yeni bir domain alırım. Aklıma esti hemen böyle bir site açmak istedim. Site ismini bir abimden aldım. Sağolsun şu ana kadar sorduğum her soruya hiç sıkılmadan başında onca iş varken yine de benim sorularımı karşılıksız bırakmayım her sorduğum soruya cevap verdi. :) Ona da teşekkür ediyorum(RAMAZAN YÜCELOĞLU)

Bu yazıyı yazmak bile biraz beni rahatlattı diyebilirim. Ben çok fazla üzgünde olsam yani içimde ne kadar sıkıntı toplamış olsamda dışarı ya kolay kolay belli etmem. :) İnsanlara karşı hep güler yüzlüyümdür. Ben bu yazımı burda bitirmek isterim biraz uzun olsada bakmanız yeterli oldu. Okuyan veya sadece bakan herkese TEŞEKKÜR EDERİM. :)

Bu arada unutmadan her zaman benim yanımda olan her zaman bana yardımcı olan TAYFUN KADİR GÜLER kardeşimede TEŞEKKÜR EDERİM. :)

Selam arkadaşlar, uzun zamandır blogger teması paylaşamamıştık. Bununla tekrar bir açılış yapalaım dedim. Temamıza demodan bakabilirsiniz. Tema çok hoş bir tema, çok ta güzel. Temanın üstü kısmı yani header kısmı biraz sade orayı daha güzelleştirebilirsiniz. Biraz kodlama yaparak güzel bir hale getirebilirsiniz. Hadi kolay gelsin. :)

                                            

Selam arkadaşlar, bugün nasılsınız ? Umarım iyisinizdir. Biliyorsunuz ki bir önceki yazmızıda yani "Blog Açtım... Şimdi Ne Yapmalıyım" bunu ilk yazdığımda bazı arkadaşlar çok fazla detay olmadığını söylediler bende bunun üzerine yine yazacağımı ve daha detaylı olarak anlatacağımı söyledim. :) Ve bugün de böyle bir yazıyla tekrar karşınızdayım.

Şimdi ilk önce şunu söylemek istiyorum eğer bu yazıyı okuyupta diğer yazıyı okumayan varsa o yazıya buraya tıklayarak gidebilirler. Ben tavsiye ederim çünkü; bu yazıda daha farklı şeyler anlatacağım yani bir önceki yazmızda ne yazdıysam onları detaylı bir şekilde ve daha fazla şey katarak anlatacağım. Eğer siz özet olarak okumak istiyorsanız diğer yazımızı okuyabilirsiniz. Galiba bundan çok bahsettik şimdi gelerlim asıl konumuza. :D

Diğer yazmızda ilk önce şunu dikkate almıştık Blog'umuzun başlığını. Bunu sizden istememin sebebi ziyaretçilerin genel bir blog olduğunu mu yada şöyle artık bunu blogtan çıkaralım herhangi bir site açtığımızı düşünelim. Siteyi açtık ama daha başlığını koymadık. Eğer siz sitenizde farklı ve her alanda bir paylaşım yapacaksanız kesinlikle sitenizin sloganı belirli olmalı. Yani ne demek istiyorum ? Örnek kendi sitemi örnek olarak veriyim.

Yazı yazdığınız zaman dikkat çekici bir başlık seçin. Yazılarınızda hata yapmamaya çalışın zaten bu şekilde kendinizi geliştirirsiniz. Sitenizin temel sayfalarını yapmaya kesinlikle unutmayın. Yani demek istediğim; Hakkımızda, İletişim, Reklam Ver, Arşiv gibi sayfaları yapmayı unutmayın ziyaterçilerin bir şekilde size ulaşması gerek.

Sitenizin reklamını yapmaya çalışın. Rahat hit alabilen sitelerle reklam yapın. Sitenize işe yarayabilcek eklentiler ekleyin. Sitenizi yeni açtığınız zamanda alıntı yapmanızı tavsiye etmem. İlk önce özgün olarak bütün yazılarınızı siz yazın. İlk başta rahat edebilseniz ki zaten daha sonra ziyaretçiler kendiliğinden gelecektir. Eğer siz sitenizle çok fazla ilgilenemiyorsanız sitenize bir yazar alın ki siz yazı yazamadığınızda o da size yardımcı olsun.

Ben bugünlük bu kadar diyorum bunun 3. versiyonu da olabilir. :) Kendinize iyi bakın... :)

Nike’ın kurucusu Phil Knight,Nike daha küçük bir firmayken grafik tasarım öğrencisi Carolyn Davidson adlı bir çocuktan, kendisine bir logo üretilmesini istemiş. Ve Bu çocuk çok kısa bir sürede Nike’ın ünlü dinamizm ve sportif imajını yaratan “Swoosh” adlı bildiğimiz Nike logosunu yaratmış.Hemde 35$ karşılığında! Neyse bu eleman Üniversiteden mezun olduktan sonrada Nike için ilanlar, broşürler, posterler, kataloglar tasarlamaya devam etmiş .Ama bir süre sonra Nike’ın hızla büyümesi nedeniyle tek bir tasarımcı firmaya yetmemiş ve Nike bu elemana yol verip profosyonel bir reklâm ajansı ile anlaşmış. Böylece Logo yaratıcısı Carolyn Davidson’un Nike ile ilişkisi kalmamış. İşte logonun Nike tarafından anlatılan efsanesi buradan sonra başlıyor 1983 yılında Carolyn Davidson’a bir telefon gelmiş Nike’den.Nike’ın kurucusu Phil Knight onu bir öğle yemeğine davet etmiş. Yemekte Carolyn’i süprizler beklemiş(bak sen) . “Swoosh”lu bir elmas yüzük, bir sertifika ve açıklanmayan oranda Nike hissesi. Bu Nike tarafından anlatılan bir hikâye.Bana göre iyi yazılmış bir hikaye. Ama gördüğünüz gibi markanın tabanını ve sağlam tarihini bu uydurma hikâye ile desteklemek bile gayet mantıklı. Varsın sahte olsun hikâye. Ne fark eder ki?

                            

Pilot uygulaması tamamlanan FATİH projesi hayata geçiyor. Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla bugün ilk adımı atılacak projeyle 81 ilde 675 bin öğrenci ve öğretmenetablet bilgisayar dağıtılacak.

Samsung'un da destek verdiği Samsung Power Sleep uygulaması, kanser ve Alzheimer gibi araştırmalar için büyük önem taşıyan protein dizilimi araştırmaları için geliştirildi.